ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ’NÜN 2025 SOSYAL ADALET RAPORU

SOSYAL ADALETİN DURUMU, 2025

 

1995 yılında gerçekleştirilen Dünya Sosyal Adalet Zirvesinden buyana ILO ilk kez aradan geçen süre içinde sosyal adaletin geldiği noktayı değerlendiren bir araştırma yayınlandı.  Durum ILO’nun bilinen dört temel sosyal adalet göstergesi ele alınarak değerlendirildi;

  • Temel insan hakları
  • Fırsatlara erişim eşitliği
  • Adil bölüşüm
  • Adil geçiş

 

Sonuç:  her ne kadar verilere göre dünya daha varlıklı, daha sağlıklı ve daha eğitimli olduysa da ayrıntıda şiddetli küresel eşitsizliklerin süregeldiğini görüyoruz. 2025 yılındaki durumu ana hatlarıyla özetleyecek olursak;

 

  • Her 4 kişiden 1 ’inin temiz suya erişimi yoktur.
  • 888 milyon kişi günlük 3$ ‘ın altında bir ücret ile geçinmektedir
  • Piramidin tepesindeki %1 ‘lik grup gelirin %20 ‘sini ve varlığın %38 ‘ ini kontrol etmektedir
  • 5-17 yaşları arasındaki 138 milyon çocuk çalışmakta, bunların %50 ‘si tehlikeli işler yapmaktadırlar
  • Kadınlarla ile erkekler arasındaki kazanç oranı yüksek gelirli ülkelerde %75, düşük gelirli ülkelerde %46 ‘ dır.

 

Temel insan hakları kapsamında, çocuk işçiliği ve ölümcül iş kazaları oranında belirgin düşüşler olduğu görülüyor. Bunun yanı sıra örgütlenme özgürlüğünün ve toplu pazarlık haklarının son 10 yıldır hiç ilerlemediği görüldü.

 

İnsana yakışır işin, herkes için sosyal koruma sağlayan, işçi haklarına saygılı ve şartların sosyal diyalogla şekillendiği üretken iş olarak tanımlanması ve birçok hususu kapsaması bakımından tek bir gösterge ile değerlendirilmesi olanaksızdır.  Fırsatlara erişim eşitliği bakımından bakacak olursak ekonomik büyümenin insana yakışır iş sağladığını söyleyemeyiz.  İşçilerin %58 ‘i kayıt dışı çalışmaktadır. Yüksek gelirli ülkelerde ortalama işsizlik oranı düşerken (son 20 yılda %12.2 ‘den %9.7 ‘ye) düşük gelirli ülkelerde artmaktadır (son 20 yılda %18.6 ‘dan %22.50 ‘ye). Kadınlarla erkekler açısından işgücüne katılım oranları arasında %27 ‘lik bir fark süregelmektedir. Küresel istihdamın %70 ‘inin küçük ve orta ölçekli işletmeler tarafından yaratıldığı belirtilmektedir.  Ancak bu işletmelerdeki üretkenlik büyük işletmelerdekinden hayli düşüktür.

 

Çalışanlar açısından genel olarak makroekonomik, sektörel ve işletme düzeyinde müdahalelerin istihdam-sonrası eğitim ve politikalarla birleştirilmesi önerilmektedir.

Adil bölüşümün kusursuz bir eşitlik olmayacağını düşünsek de mevcut gelir eşitsizliğinin kabul edilemez düzeylerde sürdüğünü görüyoruz.  Küresel düzeyde %10 ‘luk bir kesimin elinde tuttuğu pay %53 ‘dür.  Yoksulluk, çalışan yoksulluğu ve açlık son 20 yılda düşmüştür.  Çalışanların ulusal gelirden aldıkları pay düşük ve orta gelirli ülkelerde artarken yüksek gelirli ülkelerde düşmektedir.  Kadınlar ve engelli çalışanlar işin niteliğine, deneyime ve performansa bağlı olmaksızın ücret farklılığına maruzdur.

Adil bölüşüm için uygulanacak politikalarda öne çıkan hususlardan ikisi asgari ücret ve toplu pazarlık politikalarıdır.  Düşük gelir seviyesine karşı önemli bir araç olan asgari ücretler zaman içinde ülkelerde reel olarak artış göstermiştir.  Ancak düşük gelir grubundaki ülkelerde ortalama asgari ücret reel olarak %44 düşüş göstermiştir. Bu düşüşün önemli bir nedeni de toplu pazarlık kapsamının ve sendikalaşma oranlarının düşüyor olmasıdır.  Diğer bir neden de asgari ücret tayini için uygulanan sistemlerin uygun olmayışıdır.  Bu nedenle artık “geçinme ücreti” kavramı dikkate alınmaya başlanmıştır.  Yeniden bölüşüm politikaları ve sosyal güvence kapsamının genişletilmesi adil bölüşümün sağlanması için etkili uygulamalardır.

 

Eşzamanlı olarak yaşadığımız iklim değişikliği, dijital ve demografik dönüşümler ekonomide yapısal dönüşümleri getirmektedir.  Sosyal adaleti benimsemiş bir toplum bu değişimlerin sosyal adalet çerçevesinde gerçekleşmesini ve herkes için adil olmasını sağlamalıdır.

 

İklim değişikliği verimlilik düşüşlerine ve birçok insanın sıcaktan kavrulmasına yol açacaktır, düşük gelirli gruplar küresel emisyonun %12 ‘sini yarattıkları halde iklim değişikliğinin etkileri dolayısıyla %75 gelir kaybına uğrayacaklardır.  Fosil yakıtı kullanan endüstrilerde temiz enerjiye geçişin 6 milyon işin yok olmasına yol açacağı tahmin edilmektedir.  Hâlihazırda Yapay Zeka kullanımı 4 işten 1’ ini dönüştürmüştür, büro işleri gibi birçok iş tam otomasyona geçilmesi nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.  Kadınlar bu sektörlerde yoğunlaşmış olduklarından daha fazla etkilenecektir.  Dijitalleşmenin yararları ise eşit bir şekilde dağılmamıştır – zengin ve fakir ekonomiler, büyük ve küçük işletmeler bu bakımdan farklıdır – düşük gelirli ülkelerde verim artışları sınırlıdır.  İş ve işçilere yönelik kararların algoritmalar tarafından belirlenmesi adil ve insana yakışır iş konusunda endişe yaratmaktadır.  Demografik değişiklikler uzun dönemli ve etkili olacak değişiklerdir.  Düşük ve orta gelir grubundaki ülkelerde hala nüfus artışları vardır, dolayısıyla işgücü fazlası vardır.  Aynı zamanda yaşlı nüfus artmakta ve emeklilik ve bakım sektörlerinde bir dar boğaz oluşmaktadır.  Yaşlı nüfus, kısmi emeklilik sistemleri ve yaş ayrımı yapılmamasına yönelik politikalarla desteklenmelidir.

 

Tüm dönüşümler ülkeler arası koordinasyonu gerekli kılmaktadır ve 1) mevcut iş kurumlarının değişimlere uyarlanması 2) iş kurumlarını her dönüşümün özel zorluklarına uyum sağlaması ve 3) iş kurumlarının üç dönüşümün politikalarını birleştirmesine yönelik değiştirilmesi hususlarında çabaların birleştirilmesi gerektiği belirtildi.

 

Sonuç olarak rapor birçok hususta kayda değer gelişmeler olmasına rağmen birçok ülkede eşitsiz sosyal gelişme ve süregelen eşitsizliğin hüküm sürdüğünü ifade etmektedir.  Durum kararlı uygulamalar ve kapsayıcı politika oluşturulmasını içeren yeni bir sosyal adalet taahhüdünü gerektirmektedir. Bunun da hükümetler, uluslararası kurumlar ve sosyal paydaşlarının bütüncül bir yaklaşımla iş birliği halinde olmalarıyla mümkün olduğu belirtildi.

TDS Admin
Author: TDS Admin

Paylaşın

Facebook
Twitter
LinkedIn

Diğer haberler

GEÇMİŞ OLSUN TÜRKİYE

Sındırgı merkezli 6.1 büyüklüğündeki depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Depremin can kaybı ve yaralanma olmadan atlatılmasını temenni ediyor, ülkemizin bir daha benzer afetlerle sınanmamasını diliyoruz. Author: TDS Admin

ULUSLARARASI ÇALIŞMA ÖRGÜTÜ’NÜN 2025 SOSYAL ADALET RAPORU

SOSYAL ADALETİN DURUMU, 2025   1995 yılında gerçekleştirilen Dünya Sosyal Adalet Zirvesinden buyana ILO ilk kez aradan geçen süre içinde sosyal adaletin geldiği noktayı değerlendiren bir araştırma yayınlandı.  Durum ILO’nun bilinen dört temel sosyal adalet göstergesi ele alınarak değerlendirildi; Temel insan hakları Fırsatlara erişim eşitliği Adil bölüşüm Adil geçiş  

6. GELENEKSEL KAPT. PROF. DR. NECMETTİN AKTEN FOTOĞRAF YARIŞMASI İÇİN BAŞVURU SÜRESİ, 21 KASIM 2025 TARİHİNE KADAR UZATILDI

Türkiye Denizciler Sendikası olarak, deniz emekçilerinin yaşamını görünür kılmak, denizcilik kültürünü geleceğe taşımak ve sanatı denizle buluşturmak amacıyla her yıl düzenlediğimiz Geleneksel Kapt. Prof. Dr. Necmettin Akten Fotoğraf Yarışması bu yıl da siz değerli denizcileri, fotoğrafçılarımızı ve deniz sevdalılarını davet ediyor. 2025 yılı temamız: “Gemide Günlük Yaşam” Okyanusların ortasında, kıyıdan

Bize Ulaşın